Yuppii yine bisiklet

Bu sabah babam işe gitmeden annemi ve beni anneanneme bıraktı. Daha kapıdan içeri girer girmez bisikletimi görünce hemen binmek istedim. O kadar hevesliydim ki daha kahvaltı bile yapmadan atladım. Sabah geciktiğimiz için evde sadece ceviz ve bir parça galeta yiyebilmiştim.

İki tur attım ama yetmedi. Annem kahvaltıyı bahçeye getirmek zorunda kaldı. Sanırım çok susamışım bir bardak sütü bir dikişte içtim. Sütü içince başka bir şeye yer kalmadı. Azıcık da peynir yedim.

Kahvaltı sonrası da biraz bisiklet, biraz da park turu attıktan sonra komşu Zeliha Abla’ya gittik. Beni görünce çıldırdı. Hemen kucaklamak istedi. Ama onu yabancılayıp ağladım. Zeliha Abla onu unuttum diye üzüldü. İçeri girince annemin kucağında çabucak kaynaştık.

Onlar da kahvaltı yapıyorlarmış. Bana bir sandalye ve çatal verildi. Ama her zamanki gibi sandalyede oturmayıp, sandalye üzerinde ayakta durmayı tercih ettim. Biraz tost, biraz salatalık, domates, zeytin, derken sağlam bir kahvaltı daha yemiş oldum. İlk defa zeytini çekirdeğiyle attım ağzıma. O kadar güzel yedim ki çekirdek tertemiz çıktı ağzımdan. Hiç yutma girişiminde bulunmadan çekirdeği anneme verdim. Bittikçe ceytii de ceytii (zeytin) diye tutturdum. 🙂

Zeliha Abla beni bırakıp işe gidemedi. O da 1-2 saat geç gitti. 🙂 Orada uyumak istemeyince biz de eve döndük. O kadar çok atıştırmıştım ki öğle yemeyi için buğday çorbasından 3-4 kaşık yeyip uyudum. Uyanınca annem telafi yaptı tabii.

Saat 16:00 civarında tekrar kendimi dışarı attım. Bütün günüm bisiklet üzerinde ve parkta geçti. Annem alışverişe de mi bisikletle çıksak diye düşünüyor. Artık pusetimde oturmak istemiyorum. Hep gezinmek istiyorum da…

Akşam yemeği saatinde o kadar acıkmıştım ki 1 adet biber dolması ile kereviz yedim. Önce havuçlarını seçtim sonra kalanını mideye indirdim. Eskiden havuçları yemezdim. Bu aralar havuç yemeye pek bir düştüm.

Yemek sonrası banyo şarkımızı söyleyip bıcı bıcı yaptık. Kova ve küreklerimi de banyoya sokup biraz oyun oynadık. Sonra uyku hazırlıkları ve uyku. Babam bugün iş arkadaşları ile yemekte olduğu için onu görmeden uyudum.

Felekten bir gün

Bugün çok uyumlu bir çocuk olup annemi hiç üzmedim. Annem de beni ödüllendirip “Atta gidiyoruz. Bisiklete bineceğiz” dedi. Çok heyecanlandım. Bisiklet biizim evde çok yer kapladığı için anneannemde bırakmıştık. Cicileri giyinip çıktık.

Annem beni oto koltuğuma oturtup elime oyalanmam için bir şeyler verdi. Yol boyunca müzik dinleyip camdan dışarıyı izledim. Sorunsuz bir yolculuk oldu. Gelir gelmez bisikletimi hemen dışarı çıkarttırdım. Bunaltıcı güneş de gitmişti. Keyifli bir kaç saat geçirdim.

Annem bahçeyi yıkarken ona yardım ettim. Beraber çiçekleri de suladık. Hortumu elinden almak için çıldırıyordum. annem de beni soyup bezle bıraktı. Önce dışarıda bezle olmayı garipsedim ama çok hoşuma gitti. Gelirken kovalarımı da getirmiştik. Onlara su doldurup boşaltmaca oynadım. Suyla oynarken benden mutlusu yok. Çılgınlar gibi eğlendim. Annem de benimle beraber eğlendi. Bana çocukluğunda onun da böyle yaptığını anlattı. O da suyla kendini ıslatırken çok mutlu oluyormuş. 🙂 Eee armut dibine düşermiş. 🙂 Ben de su kuşu oluverdim.

Bahçede oynarken “bebek bebek!”  diyen bir ses duydum.  Yan komşunun kızıymış. Annem Ona adımı söyledi. Onun adı da Duru imiş. Yanımıza geldi beraber oynadık. Annesinden izin aldı bizimle beraber parka da geldi. Birlikte sallanıp kaydırağa bindik. Bir de spor aletleri ile spor yaptık. 🙂 Zaman o kadar hızlı geçmiş ki parktan koşar gibi çıktık. Babamın işten çıkma saati gelmiş meğer. Anahtarı da yok. Kapıda kalmasın diye hızlıca toparlandık.

Yolda yine problem çıkmadı. Ama o kadar çok yotulmuşum ki uyku ağır bastı. Annem uyumamam için binbir şebeklik yaptı ama nafile. Uyumamam gereken bir zamanda uyudum. Uyandırmaya çalışmış beni ama uynamamışım. Babam gelince o uyandırabildi. Hal böyle olunca gece uykum epey sarktı…

Aile sofrası

Akşam iftara dedemleri davet etmiştik. Annem sabahtan hazırlıklara başladı. Ben de elimden geldiğince ona yardım etmeye çalıştım. 🙂 Ama beni reddetti. Ben de babamla vakit geçirdim.

2 kez uzun uyku çekince annem de rahat rahat hazırlanmış. Uykumdan uyanır uyanmaz kokuları takip edip doğru mutfağa gittim. 🙂 Annem bozdolabımı açmış bir taraftan babamla konuşurken uyanıp geldiğimi farketmemiş. Kafasını çevirince beni görüp korktu. Ben de bastım kahkahayı. 🙂 🙂 (Beşikten tırmanmadım yanlış anlaşılmasın. 🙂 Gündüz benim odam çok sıcak olduğu için annem ve babamın odasında uyumayı tercih ediyorum. Yatakları alçak olduğu için inip gelmem kolay oluyor. 🙂 )

Banyomu da yapıp misafirleri misler gibi karşıladım. Geldikleri zaman heyecandan şebeklikler yapıp onları güldürdüm. Marifetlerimi sergilerken çufçufun üzerine basınca kayıp düştüm. Bir de kafayı patlattım. Çok canım acıdı. İlk defa düşünce  bu kadar uzun ağladım. (5dk) Annemde hemen sakinleşirdim, o bile etkili olmakta zorlandı.

İftarda hep birlikte masada olmak istedik. Zaten Ramazan boyunca iftar saati uyku saatimden sonra olduğu için, hep yalnız yemek yedim. Bugün hep beraber olmak çok keyifliydi. Uyku saatim biraz aksadı tabii. Ama kolay uyudum.

15. Ay kontrolü zamanı

Etiketler

,

Bu ay o kadar hızlı büyüdüm ki birden ayakkabılarım ve giysilerim küçüldü. Hal böyle olunca acilinden ayakkabı ihtiyacı doğdu. Ayaklarımın üzeri tombik olduğu için bana ayakkabı bulmak zor oluyor. (Özellikle de kapalı ayakkabı) Bugünkü 15. ay bakımında ne kadar büyüdüğümü sayılar olarak da öğrendik.

Sabah erkenden 15. ay kontrolümüze gittik. 15 ay bakımından başarıyla geçtim. Doktorum beni muayene ederken onu seyrettim. Hiç zorluk çıkarmadım. Su çiçeği ve Hepatit A aşılarımı da oldum. Masaya uzanmak istemediğim için ağladım. Hemşirelerle aram pek iyi değil. Baş çevremi ölçerken de mızmızlandım. Aşımı doktorum yapsa da yatma fikri beni ağlatmaya yetti. Aşı olunca da ağladım. Ama ağlamayı hiç uzatmam. Kalkar kalkmaz babama sarıldım.

Çıkınca bekleme odasında oyuncaklarla biraz vakit geçirip sonrasında babaanneme gittik. Hazır ben de yokken bir güzel uyumuşlar. Öğle vakti biz uyandırdık dedemle ikisini.

Dedem ve babam araba ile uğraşırken ben de annem ve halam ile Biricik’in yanına gittim. Kapı açılır açılmaz burun buruna geldik. Hemen gözlerimi kapattım. Vücudumun 3 katı bir köpek olunca insan ister istemez tırsıyor. 🙂 Beraber halam ve Merve’nin yaptığı kurabiyelerden yedik. Ağzımdan düşen her parçayı Biricik yalayıp yuttu. 🙂 Halimiz çok komikti. Her geçen gün biraz daha kaynaşıyoruz. Artık o evdeyken yerde etrafında dolaşabilecek cesaretim bile var. 🙂

Babamın işi bitince bana ayakkabı almaya Palladium’a gittik. Spor ayakkabı istiyorduk ama içi destekli bir model bulamadık. Biz de patik kadar esnek olan Nike’ın bir modelini beğenip aldık.

Annem ve babamın markete gitmeleri gerekiyordu. Ben de huysuzlanmaya başlayınca tekrar babaanneme uğradık. Beni bırakıp alışverişe gittiler. Uyku saatime yakın dönüp aldılar. O kadar yorulmuşum ki annemi çekip odama götürdüm. Tüm uyku rutinlerimi sırayla atlı kovalar gibi yapıp memede uyuyakaldım. 🙂

Cinliklerle dolu bir gün

Bugün ilk defa sabah erkenden kalkıp annem kahvaltımı hazırlarken ben de “Ekmeğin Değeri” isimli kitabımı okudum. Hav hav ailesinin iş birliği yaparak işleri ne kadar çabuk bitirdiklerini anlatıyor.

Keyfime de pek düşkünümdür. 🙂

Kahvaltıdan sonra arabalarımla oynadım. İş makineleri, komyon, tır gibi büyük araçları çok seviyorum. Onlarla yük taşımak çok zevkli oluyor. Annem bugün bir değişiklik yapıp zuladan 2 minik Ferrari çıkardı. Alıp incelemeye başladım. Geri çekip bırakınca “vuuuuuvvvv” yapıp gidiyor. Hemen bir cinlik düşünüp koltuğun üzerinde duran çorabımı üzerine koydum. 🙂 Artık eşyaları Ferrari’lerle taşımaya karar verdim. Ne yapayım daha hızlı gidiyorlar. 🙂 Yük taşırken kaliteden ödün vermem. 🙂


Ferrari ile oyundan sıkılınca resim yaptım. çılgınca resim defterini karalarken yine aklıma bir cin fikir geldi. Annemden “bu bu” diyerek masanın üzerinde duran lastiği vermesini istedim. Boya kalemleri ile lastiğin içini boyamaya çalışım. Annem bunu nasıl düşündüğüme anlam veremedi.

Bugün de böyle geçti…